Shadow Tactics: Blades of the Shogun, 89 yılında Commandos ile yakaladığımız o efsane tadı geri getiriyor. Peki onun kadar başarılı mı?
Karakterler arasında bir ninja (Hayato), bir keskin nişancı (Takuma), bir samurai (Mugen), bir geisha (Aiko) ve bir de hırsız genç kızımız (Yuki) bulunuyor. Her biri daha önce de belirttiğim üzere farklı yeteneklere sahip.
Hayato (Ninja) ile çatılara tırmanıp etrafa taş atarak dikkatleri dağıtabiliyor ya da uzak mesafeden düşmanımıza shuriken (mahallenin küçük çocuklarının söyleyişi ile ninja yıldızı) atarak sessizce öldürebiliyoruz, hatta Hayato düşmana arkadan gelip saldırdığında direkt olarak düşman bağırmadan vs. öldürebiliyor.
Mugen (Samurai) karakterimiz ise aynı anda üç düşmanı seri hamleler ile öldürebilecek yeteneğe sahip. Etrafa sake şişesi atıp düşmanları istediği noktaya çekebiliyor ve ağır eşyalar taşıyabiliyor.
Minik kızımız Yuki (Hırsız) ise kurduğu tuzaklar ile düşmanları indiriyor. Hatta çaldığı fülüt ile tuzağına düşmanları üzerine çekebiliyor.
Takuma (Keskin Nişancı) silahındaki mermisi sınırlı olsa bile doğru zamanda doğru düşmanı indirerek işleri oldukça kolaylaştırıyor.
Aiko bebişim 😀 ise (Geisha) kılık değiştiriyor ve düşmanlar ile tatlı tatlı konuşarak onların dikkatini dağıtıyor. Öksürük tozu ile düşmanın görüş alanının geçici süre ile daralmasına sebep olabiliyor.
Ancak belirtmeden geçmeyeceğim bir kısım var, o da bazen oynanışın çile olması. Nasıl yani dediğinizi duyar gibiyim. Kamera açılarının kontrolü, öldürdüğünüz düşmanı yerden alıp çalıların arasına saklamak için hamle yaparken falan bazen alakasız şekilde hareket edebiliyor karakterlerimiz. Örneğin; bir taşın ya da binanın kenarına takılıp sanki orada yavaşça süzülerek ilerliyor animasyonsuz bir şekilde. Çok fazla karşılaşmadım ancak an geliyor ve öyle kritik bir noktada oluyor ki çıldırmamak elde değil. Tam o üç saniyelik boşlukta düşman görmeden geçerim şu köşeyi diyorsunuz ve olan oluyor, bilmem anlatabildim mi? 🙂
Bir de bölüm tasarımları ve bölümün akışından dolayı bazı yerleri atletik olarak doruk noktasını yaşayan karakterlerimiz zıplayıp, hoplayıp geçebilecekken oyun bunu yapmamıza engel oluyor. Bu noktada biraz gıcık olmadım değil ancak yapacak bir şey de yoktu. Yukarı satırlarda belirttiğim gibi zaten oyunun doğru yöntemi bulduğumuz zaman işi halletmemiz için bütün olanakları sağlamış olduğunu görüyoruz.
Benim gibi sıkça save almayı unutan oyunculardansanız tam bize göre bir sistem var oyunda, hayır otomatik save değil, oyun esnasında ekranın üzerinde bir süre sayacı çıkıyor ve en son kaç dakika önce save aldığımızı gösteriyor, sayaç süre ileledikçe yeşil, sarı, kırmızı şekilde renk de değiştiriyor ki anlayalım resmen “hacı sen daha inatla save alma s*çtın sıvayacaksın” diyor adeta 😀