Arabasından uçağına, her türlü çılgın motor sporunu bir araya getiren The Crew 2 bakalım balon mu çıktı yoksa beklediğimize değdi mi?
The Crew 2 biraz ilk oyunun reboot’u biraz da Steep’ten al koy The Crew 2’ye kıvamında gibi duruyordu ilk başlarda. Ancak hemen yüzünüzü ekşitmeyin, güzel şeyler de olmuş The Crew 2’de!
Yeniden hazırlamış kocaman bir harita üzerinde yine açık bir dünya sürüşü deneyimliyoruz. Ancak bu sefer ilk oyuna göre daha bir adam akıllı hazırlanmış bir oyun var kaşımızda. Eksileri yok mu? Tabii ki var olmaz olur mu sevgili okur.
Bir çok farklı yarış tipini içerisinde bulunduran The Crew 2’de arabalardan uçaklara, uçaklardan F1’e kadar bir çok çeşit mevcut tabii bu kadar çok çeşit yarış tipi olunca da bir dünya araç da bizleri bekliyor. Oyundaki markaları saymakla bitiremem açıkçası, McLaren’dan Porche, Ferrari’den Dodge’a kadar bir çok markanın aracı sürüş için bizleri bekliyor.
Araçlara erişmek yarışlara katılmak için ise biraz ünlü olmamız gerekli, sosyal medya üzerinden en doğru tabir ile takipçi kasıyoruz. Katılıp kazandığımız her yarışta takipçi sayımız artıyor, haliyle ün seviyemizde gittikçe yükseliyor. En sonunda ise ICON seviyesine yerleşip orada adım adım şöhret basamaklarını tırmanıyoruz. Şöhretin getirdiği avantajlar ise daha çok araç, daha çok yarış demek oluyor. Bütün kategorilerden en az bir araca eriştiğimiz zaman ise Xtrem Live kategorisi bizi selamlıyor.
Bu kategoride ise serbest sürüşte olduğu gibi istediğimiz zaman araç değiştirebilme özgürlüğüne sahibiz. Duruma göre istediğimiz araca geçiyor ve bizden istenilen başarıyı elde etmeye çalışıyoruz.
Oyunda araç geliştirme kısmı çok da başarılı olmamış, açıkçası sadece yarış sonlarında kazandığımız kutulardan çıkan parçaları aracımıza takıyoruz bunu yaparken de sadece en yüksek rakama sahip olan parçayı takıp geçiyoruz. Sadece ve sadece mor olan parçalarda ek özellikler var, misal havada kalınan sürede daha çok nitro kazanmak mı, yoksa yarışlardan daha biraz daha çok kredi kazanmak mı, gibi. Tamamen tercih meselesi.
Oyunun en can sıkıcı kısmı ise henüz diğer oyunculara karşı yarışamıyor olmamız. Crew kurabiliyor, 4 kişi yarışa katılabiliyor ama AI kontrolündeki araçlar ile yarışabiliyoruz. Kaldı ki bu AI kontrollü araçlar saç baş yoldurtabiliyorlar. Yani şöyle bir örnek vereyim, fark attığınız rakipleriniz bir virajda yaptığınız 5 saniyelik hata yüzünden sizi geçebiliyorlar. Hani 5 dakika fark takmıştık? Benzer sıkıntılar su motoru yarışlarında da söz konusu, koca dalgalar bizi yavaşlatırken AI kontrolündeki araçlar pek de oralı değiller. Açıkçası bu durum oldukça can sıkıyor.
Oyunun en deli eden özelliklerinden bir tanesi ise online zorunluluğu ile geliyor olması. Hele ki zaten AI karşısında yarıştığımızı düşünürsek insan ister istemez ne gerek var diyor, çünkü yarım saat boyunca lider gittiğiniz bir yarışta aniden, anlık da olsa kesilen internet yüzünden oyundan düşmek hem inanılmaz bir zaman kaybına sebep oluyor hem de saç baş yolduruyor.
Oyun görsel açıdan doyurucu, bu kadar büyük bir oyun alanında tekrar tekrar yükeleme ekranı görmeden hızlıca geçiler yapabilmek oldukça güzel, optimizasyon açısından da ağlamaması için abartılı çevre grafiklerinden kaçınılmış, ama çamur gibi olmaması için de özen gösterilmiş. Kısacası aracımız ile gün batımı ya da doğumu esnasında yaptığımız yarışta ortam enfes görünüyor.
Özünde basit bir yarış oyunu olan Crew 2 şimdilik diğer oyuncular ile yarışma şansı bulmadığından, oyundaki tüm yarış türlerini açtıktan sonra tek düze bir hal alıyor. Ancak yarış kazanıp parça topladığımız ya da yeni araç aldığımız yavan bir oyun haline geliyor. Koca haritada arkadaşlarınızın zaman rekorlarını kırmak da bir yere kadar eğlenceli oluyor. Crew kurup sadece 4 tane AI karşısında yarışmak ise bir süre sonra anlamını kaybediyor, acilen crew yarışlarının açılması gerekiyor oyunda. Ancak Ubisoft PVP’nin tarihini 2018 kışı olarak belirlemiş durumda.
The Crew 2 farklı tip yarışları içeriyor olması ve umuyoruz ki yakın zamanda açılacak olan oyuncu karşılaşmaları (2018 Kış) ile uzun ömürlü bir oyun olacak. İlk oyundaki hatalarında da ders çıkartmış olan Ubisoft zaten son zamanlarda yaptığı bu güzel geri dönüşler ile üstünde o negatif enejiyi ve hakkındaki negatif görüşeri yavaş yavaş yok edecek gibi duruyor. Hali hazırda Rainbow Six: Siege ve diğer oyunlarını sonradan güzel toplarlamış olması zaten her şeyi belli ediyor. The Crew 2 için de fazla vakit kaybetmeden mevcut sıkıntıları giderirlerse oldu bu iş.