Ve gökyüzü kırmızıya bulandı
Wasteland 2’nin detaylı karakter yaratma ekranından sonra biraz da oynanışa geçelim. Daha önce Fallout oynadıysanız, Wasteland 2’yi hemen benimseyeceksiniz. Harita boyunca karşılaştığımız her karakter bizim için önemli. Olabildiğince fazla NPC ile iletişim haline olmamız gerekiyor. Çünkü Wasteland 2, tamamen taktik üzerine ilerleyen bir oyun. Elinizde kocaman pompalı tüfekmiş veya İngiliz anahtarıymış falan dümdüz ilerlerseniz, hayatınızın hatasını yaparsınız. Bu yüzden bulunduğunuz haritadaki en ufak detayı bile gözden kaçırmayın. Küçük bir teneke kutu bile hayatınızı kurtarabilir.
Ayrıca her karakterimizin belirli sayıda hareket puanları (Action Points = AP) mevcut. Aksiyona girdiğimiz an bunlara uyarak ateş ediyor veya rakibin suratına iki tane çakıyoruz.
Çatışma sırasında rakiplerinize tek bir açıdan saldırmak yerine, belirli noktalardan saklanarak saldırmak çok önemli. Zira birkaç düşman, tek karakterinize odaklandığında o karakterinizin ölümü kaçınılmaz ve yanınızda işinde uzman bir şifacınız yoksa öleni geri getirme şansınız da yok. Bunun dışında nişan aldığımız düşmanımızın tepesinde yüzde kaçlık oranla kurşunumuzu tutturabileceğimiz de görünüyor. Silahımızın uzmanlık alanına göre düşmanımıza yakınlaşmak veya uzaklaşmak zorunda kalabiliyoruz. Bu da hareket puanımızı dikkatli kullanmamız gerektiği anlamına geliyor. Her zaman düzgün bir atış açımız da olamayabiliyor. Tam ateş edecekken silahımız tutukluk yapabiliyor veya kurşunumuz bitebiliyor. Bu da sıramızın boşa gittiği anlamına geliyor. Her çatışma sonrası şarjörlerimizi doldurmamız gerekebilir.
Yetenek puanlarımızı dağıttığımız karakterimizin “luck” yani şans öğesi de önemli. Kurşunlardan şans eseri kaçabiliyorsak, bunu verdiğimiz yeteneğimize borçluyuz demektir. O an kafamızda kocaman bir at nalı sembolü beliriyor.