Çamura batmanın temiz yolu! Yeni nesil yarış simülasyonu WRC 5’i sizin için inceledik!
Günlerden Cuma, akşam 5 suları. Tüm haftanın yorgunluğu herkes gibi benim de üzerimde. Ancak yine de 2 günlük de olsa bir tatile ulaşmanın sevinci var içimde. Hem Fiesta’dan Polo’ya, Finlandiya’dan Polonya’ya bir sürü macera bekliyor beni, yorgunluk olmaz şimdi! Büyük bir hevesle koşuyorum direksiyon başına, kenardan Solberg el sallıyor, Meeke selam çakıyor, Ogier “Merhaba müdür!” diyor. Ancak sanki bir eksiklik var… Her şey yerinde, tüm şartlar çamura bulanmaya müsait ama olmuyor, beceremiyorum… Mis gibi direksiyon dururken, klavyeyle drift denemelerimi içime sindiremiyorum!
Oyun tarihinin belki de en hatalı çıkışını yapan bir ralli oyunu var karşımızda. Kylotonn Games’in yapımcı koltuğunda oturduğu, ralli severleri başına toplayan ancak kötü bir açılışla parkurda yerini alan WRC 5! Peki, neydi bu kadar tepkiyi üzerinde toplamasının sebebi? Abartılıyor muydu yoksa gerçekten yapımcı ekip fena mı çuvallamıştı? Buyurun beraber bakalım.
Öncelikle oyunun WRC bünyesindeki bütün araç, parkur, takım ve yarışçı lisanlarına sahip olduğunu belirterek başlamakta fayda var. WRC 5, 14 ülke, 13 ralli ve 65 rotayla oldukça zengin bir yarış çeşitliliğine sahip. Çamurdan kara, yağmurdan doluya kesintisiz devam eden maceramızda ise bize tam 43 takımdan 51 yarışçı eşlik ediyor. Ancak her ne kadar WRC 5 bu kadar geniş bir lisans skalasıyla, e-spor hedefli bir yeni jenerasyon ralli olarak lanse edilmiş olsa da çok büyük bir eksikle aramıza katıldı: Kısıtlı direksiyon seçenekleri. Düşünün ki bu kadar iddialı bir çıkış yaparak oyuncuların kalbini kazanmayı hedefliyorsunuz ancak birçok oyuncunun tercihi olan Logitech Drive Force GT, Logitech G25 ve Fanatec modelleri gibi birçok direksiyon için desteğiniz bulunmuyor. Bu kadar havalı bir vaatten sonra oyuncuları bırakın, oyunlarla uzaktan yakından ilgisi olmayan biri bile kahkahalarla güler bu duruma. Nitekim öyle de oldu. Böyle bir durumdan haberi olmayan birçok oyuncu soluğu forumlarda aldı ve haliyle bu durum oyunun puanlarını da büyük oranda etkiledi. “Aman canım düzeltirler bir yamayla n’olcak?” diyebilirsiniz ancak ne yazık ki sorunlar sadece direksiyon desteği konusuyla kalmıyor. Birçok yarışseverin direksiyon alma sebebi olan Force Feedback (FFB) etkisi, oyun pistlerde değil bol engelli parkurlarda geçmesine rağmen oldukça düşük. Ayarları ne kadar kurcalarsanız kurcalayın hissettiğiniz ufak bir sarsıntıdan öteye gitmiyor. Her ne kadar birkaç gün önce gelen yamayla desteklenen direksiyon sayısı artırılmış ve FFB seçenekleri önemli ölçüde geliştirilmiş olsa da, WRC 5’in gideceği daha çok yol var. Şu an için bir Project Cars veya Dirt Rally seviyesinde bir detay beklememeniz şiddetle önerilir.
Her ne kadar WRC 5 FFB konusunda birazcık yetersiz kalıyor olsa da yine de parkurların arasındaki fark rahatlıkla hissedilebiliyor. Çamurlu bir yolun araçlar üzerinde değişen etkilerini rahatlıkla görebiliyorsunuz. Bu açıdan sürüş hissiyatı gayet güzel yansıtılmış. Buna ek olarak araçların çeşitli parkurlara daha rahat uyum sağlayabilmeleri içinse birçok yarış simülasyonundan alışkın olduğumuz ince ayar seçenekleri mevcut. İnce ayar seçenekleri sayesinde motordan tekerlere kadar birçok noktada arabayı elden geçirmek ve yarışa uygun hale getirmek mümkün. Yine bu özellik de rakip yarış simülasyonuna göre oldukça sade kalmış.
Oyun oldukça sade bir arayüze sahip. Hızınız, parkurun tamamlanma oranı ve yalnızca sarsıntılarda kısa süreliğine ortaya çıkan araç durumu dışında hiçbir şey bulunmuyor ekranda. Bu sayede daha rahat bir şekilde aracınıza odaklanabiliyor ve kontrolü daha rahat götürebiliyorsunuz. Biraz önce adı gecen araç durumuna geri dönecek olursak, açıkçası araçların hasar detayları birçok oyunun aksine daha iyi işlenmiş WRC 5’te. Hasar durumları yarış boyunca hissedilebiliyor ve gereken önlemleri almadığınız halde yarış dışı kalabiliyorsunuz. Yarış surecinde oluşan hasarları düzeltmek içinse yapmanız gereken, yarış aralarında hasar gören parçaları tamire almak. Bu işlemi dilerseniz kendiniz yapabilir veya otomatik seçeneğini kullanarak topu teknik ekibe de atabilirsiniz. Ancak bu noktada atlanmaması gereken bir detay var. Tamir süreleri kısıtlı olduğu için, teknik ekip önceliği hayati parçaların tamamen düzeltilmesine veriyor. Bu da haliyle oyun tarzınıza uymayan sonuçlara sebep olabiliyor. Bu yüzden tamir seçeneğini otomatiğe alsanız bile gözünüzü iş üzerinde tutmakta fayda var. Buna ek olarak ligdeki sıralamanız, mevcut yarış konumunuz gibi detaylar takımınızın moral seviyesini, moral seviyesiyse tamir süresini ve oranını etkileyebiliyor. Gerçekçilik acısından hoş bir detay olmuş.
1 2