Kategoriler

Sniper Elite 4 İncelemesi

Eğer sniper oyunlarını ve İkinci Dünya Savaşı konseptini de seviyorsanız tam yerine düştünüz! Sniper Elite 4 incelememiz sizlerle.

Sniper olmak enteresan bir tatminlik hissi veriyor. Mükemmelliyetçi olmanın ve bir işi başından sonuna kadar götürüp, düşmanına tek atışta en ezici darbeyi vurmanın verdiği his. Ona hiç bir şans vermemenin hazzı. Sniper Elite serisi bu hissiyatı X ray ara sahnesiyle birleştirdiğinden bu yana tek başına bir marka olmayı başardı. Sniper Elite 4, serinin bu özelliğini olanca ağırlığıyla üstünde taşıyor.

Bu defa yolumuz İtalya’ya uzanıyor. İkinci Dünya Savaşı’nda Nazileri avlıyoruz. Her görev sizi bambaşka bir haritaya götürüyor ve her haritada önceden belirlenmiş hedefleri yerine getirmeye çalışıyorsunuz. Bu tanım zaten tipik bir sniper, hatta FPS oyun tanımı, farkındayım. Ama buradaki fark, haritada görevleri tamamlarken dilediğiniz gibi hareket edebilme özgürlüğüne sahip olmanız. Bu sayede taktiğinizi özgürce belirleyebiliyorsunuz.

Sniper Elite 4’te ilk yapmanız gereken şey, haritanın tarayabildiğiniz kadar çok alanını tarayıp burada bulunan düşmanlarınızı işaretlemek. Onları bir defa işaretlediğinizde öldürünceye kadar nerede olduklarını görebiliyorsunuz. Buna sadece askerler değil patlayabilen variller, mühimmat sandıkları, zırhlı araçlar ve kamyonlar dahil. Özellikle araçlarda ayrıntılı bir tanımlama var. Bu sayede örneğin; bir kamyonun lastiğine ateş edip onun hareket kabiliyetini kısıtlayabiliyorsunuz. Dürbünle etrafı tararken düşmanlarınızın hareket rotalarını ezberleyip ona göre bir taktik de belirleyebilirsiniz. Burada özellikle zırhlı araçların yollarına mayın döşeyip onların patlamasıyla oraya yönelen piyadeyi farklı bir açıdan almak gibi farklı taktikler yapabilirsiniz.

Düşmanlarınızı işaretledikten sonra aksiyon başlıyor. Burada sessizce hareket edip üzerinizde bulunan üç silahtan birisi olan tabancanızla, üzerinde susturucu varsa sessizce gidip işinizi bitirebilir ya da sniper tüfeğinize sessiz mermiler takıp onunla ilerleyebilirsiniz. Aksiyon başladığında ise kah ikinci tüfeğinizle çatışmaya girebilir, kah ölü düşmanları bombayla tuzaklayabilir, kah patlayabilen varil ile düşmanlarınızı alt edebilirsiniz. Haritanın bölgesinde düşman kalmayınca zaten rahata kavuşuyorsunuz. Bunun yanında uçaklar, top atışı vb yüksek seslerle perdelenen atışlarınızı yaparak düşmanın sizi duymasını da engelleyebilirsiniz. Bu keyifli ayrıntı da oyuna başka bir güzellik katıyor.

Yapay zeka ne kadar yapay?

Gelelim bu tip oyunlardaki en büyük soruna ya da eğlenceye: Oyundaki düşmanlar ses duyduklarında sizi aramaya başlıyor ve çatışma çıktığında ise hepsi oraya doluşabiliyor. Burada esas aldıkları nokta, sizin haritada en son göründüğünüz yer. Siz ise oradan uzaklaşıp orayı gören noktaya yatıyor ve düşmanların doluşmasını bekliyorsunuz. Başınız çok mu sıkıştı? O zaman orayı da terk edip aynı taktiğe devam ediyorsunuz. Yanınızda bulunan mayınlar, el bombaları, anti personel mayınları gibi birçok silah ve sağlık paketleri de cabası. Aslında tüm oyunun akışı da bundan ibaret. Eski oyundan farklı olarak burada sessizce ateş etmenizi sağlayan sniper kurşunları ve düşmanın topçusuna yanlış koordinat vererek, kendi askerlerini vurmalarını sağlayabileceğiniz bir flare gun (işaret fişeği) var. Tabii ki panzerler, tanklar, zırhlı personel taşıyıcıları, silahlı devriye tekneleri gibi bir iki ekstra ayrıntı da mevcut. Oyunu oyun yapan şey ise, bir yere yatıp beklediğinizde düşmanın alarmı kaldırıp hiç bir şey olmamış gibi etrafta dolaşmaya devam etmesi. Bu yapı oyunu ister istemez kolaylaştırıyor. Bu yüzden zorluk seviyesini biz üste çekme ihtiyacı hissediyorsunuz.

Şunu da açsam bunu da yapsam

Oyun achievement (başarım puanı) delileri için bir cennet. Bölüm sonunda karşınıza çıkan raporu 100% yapmak için birçok kez uğraşabilirsiniz. Aynı şey silahlar için de geçerli. Ama burada silahlara değinmek isterim: En başta elinize gelen Springfield’ı kullana kullana birçok özelliğini açarken zaten oyunun yarısını da geçmiş oluyorsunuz. Bu silahta ustalaşmadan diğerlerini açmaya başlamak çok gerekli olmuyor. Durum böyle olunca aslında en baştan aldığınız silahlarla tüm oyunu rahatlıkla götürebiliyorsunuz. Zaten bunlara da alıştığınızdan dolayı diğer silahları denemek bir deneyimden öteye gitmiyor. Rütbe atladıkça pasif yetenekleriniz gelişiyor. Bu sayede nefesinizi daha uzun süre tutabiliyorsunuz vs.

Burada atlanmaması gereken başka bir nokta ise atış poligonu. İsterseniz rekor denemesi yapabilirsiniz. Oyunda, sniperların gerçek hayatta hesaba kattığı yer çekimi, rüzgar vb özelliği kullanarak ateş edebildiğiniz düşünüldüğünde, poligonda 200m’den hedefi tutturmanın çok keyifli olduğunu da tahmin edebilirsiniz. Burada mutlaka zaman geçirmelisiniz. Çünkü bundan sonra kulenin tepesindeki sniper’ı 200m’den devirmenin verdiği keyif gerçekten de çok başka oluyor.

Ortam ve sesler

Oyun bu konuda ÇOK başarılı. Hani bazı oyunlarda oturup manzarayı seyretmek istersiniz ya. İşte Sniper Elite 4 de bu oyunlardan birisi. Yıkık şatolar, su kemerleri, kır evleri, kurutulmak üzere duvara asılmış domatesler, biberler, sarımsak demetleri derken birçok ayrıntı sizi atmosfere sokuyor. Enteresandır, birçok oyunda dikkatimi çeken Nazi propaganda afişlerine bu oyunda hiç bakmadım. Ayrıntılar daha çok İtalya vurgusu üzerine yapılmıştı. Burada, Nazilerin o gri atmosferinde daha çok, rengarenk Akdeniz havası soluyorsunuz. Sesler ve efektler ise mükemmel. X Ray konusuna zaten hiç girmiyorum. Merminin vücuda girip içinde dağıtarak çıkması gibi “her organa” uyarlanan bu özellik, son derece keyifli.

Çok oyunculu ve Co-op modu

Oyunun senaryo modunu iki kişi oynayabiliyorsunuz. Ben bunu denemedim. Ama bir iki co-op ve multi maç attım. Co-op’ta üzerinize gelen düşman dalgalarına karşı tutunmaya çalıştığınız mod, tabii ki en zevkli olanı. Multi’de ise iki takımı sniper savaşına zorlayan bir mod var: No Cross. Burada ortada bulunan savaş alanını iki takımda geçemiyor ve haliyle gergin bir çatışmaya giriyorsunuz. Ama burada minik bir açık da var. Kazanan takım bir yerden sonra kafasını çıkartmayıp yatarsa zamana oynayıp oyunu kazanabiliyor. Onun dışında oyunun multi modu gerçekten keyifli. Fakat alternatifi bol olduğundan uzun süre oynanacağını düşünmüyorum. Yine de co-op sever oyuncu olarak özellikle bu modun sizi bir süre oyalayacağını garanti edebilirim. Rahatlıkla oyuncu bulunabiliyor.

Oyun, Monster’ın Abra A5 V10 2.1 oyuncu notebook’unda oynadık. NVIDIA GTX 1050 Ti performansını videomuzda görebilirsiniz.  Toparlamak gerekirse: Önceki oyunları sevmişseniz, Sniper Elite 4, 90 TL fiyatıyla almaya değer bir yapım olmuş. Düşünmeden paranızı yatırabilirsiniz.

Sniper Elite 4’ün İlk İnceleme Puanları Belli Oldu

Görüntülenmeler:
235
İlgili Kategoriler
İncelemeler · Oyun İnceleme · PC · Video
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com