Kategoriler

World of WarCraft İle 10 Yıl #1

Not: (Bir Cem-Sinan Yazı Dizisi)

Birkaç haftadır son derece hareketli ve heyecanlı günler geceler geçirmekteyiz.

Önce Blizzcon da Overwatch açıklması, akabinde World Of Warcraft Draenor expac ı derken lvl 100 olma grind’ı. Önümüz 23 Kasım’da World of Warcraft 10. yaşını kutlayacak. Dile kolay, 10 yıl: bir decade. Pentium 4’ler ve CRT monitörler ile başlayan maceramızda şimdi IPS li LED monitörlerin 32 GB RAM’li sistemlerin lüksü ile devam etmekteyiz. (benim sistem hepinizde var diye kabul ediyorum sayın okuyucu)

Bu kadar nostaljik bir dönemde kendi Warcraft biyografimi yazmak istedim. Akabinde Sinan da kendi hurafelerini eklemek istedi:

Bölüm 1: Burger King de yaşanan duygusal anlar!

Yıl 2004
İlkokul, ortaokul ve liseyi beraber okuduğum arkadaşım Sinan Danacıoğlu ile spora başlamak için plan yapıyoruz. Bu arada Level dergisi  MMORPG türündeki  WoW’un  “çıktı çıkacak” haberini yazmış. Warcraft oynamış biri olarak hiçbir zaman hikayesinin takipçisi ya da hayranı değildim. Strateji oyunu olarak oynadığım birkaç oyundan biri idi. Nedense bu haber sonucu içimde bir “oynasak yhaaa” oluştu. Sinan’a bu durumdan bahsettim. Her zamanki gibi “bakarız neden olmasın ederiz du bakalım” yaklaşımı ile karşılaştım. Oyun Amerika’da çıkar çıkmaz sipariş verdim. Sinan gece gündüz horde oynamak isterken, ben Alliance den başka seçenek olmadığından bahsediyordum. Takip eden haftalar boyunca faction ne olacak, nasıl oynayacağız, nedir, ne değildir, kavgalarımız sert bir şekilde devam etti. Konuştuğumuz başka konu kalmamıştı.

Türkiye’ye gelmesi sorunlu olacağından, öncelikle Hollanda’da yasayan anneme postalattığım, onun da sağ olsun uğraşıp bir arkadaşının bavulu ile getirttiği 2 kutu, haftalarca süren beklemeden sonra elime ulaştı. Spor çantamın içine koydum . Sinan ile spora kaydımızı yaptırdık. Paraları verdik ve ilk çalışmamızı yaptık. Spordan sonra da her bilinçli genç gibi burger king’e giderek karnımızı doyurma kararı aldık.

Yemeğin sonlarına doğru çantamda bişey arıyor gibi yaparak WoW kutusunu Sinan’a uzattım. “bi dakka tutsana şunu” dedim. Ağzının kenarından akan mayonez ve elindekinin ne olduğuna inanamayan gözleri ile “abi höaööa” demesi bir oldu. Evlerimize koşarak/uçarak gittik. CD yüklemesi sırasında bir hata olmaması için her totemi uyguladık.  İlk login ekranı çıktığında ve karakter yaratım ekranı çıktığında ellerim titremekteydi. Oyunları beklediğimiz sürede anlaştığımız üzere (benim mızmızlanmam sonucu çoğunlukla) Alliance Hunter açtım. Lore’una uygunluk olsun diye içinde “moon” ve siyahımsı bir şeyler olsun diyerek “blax” (black’i çağrıştırıyor diye) birleştirdim ve BlaxMoon olarak oyuna girdim.

Teldrassil MMORPG dünyasına ilk adımını atan BlaxMoon için kocaman, sonu gelmeyen bir yerdi. Daha gerçek dünyanın büyüklüğü ile yüzleşmemiştim. İlk hedefim Human mage açan Sinan’ın yanına varabilmekti. Nasıl geleceğim konusunda Sinan bir harita çizdi, “Burdan biniyorsun gemiye şuraya getiriyor seni” şeklinde. Tabi bana bahsetmediği o noktaya giden yolların olduğu ve aslında dev bir ağacın üzerinde olduğum bilgisiydi. Çünkü ben o noktaya dümdüz dimdirek koşarak varacağımı sanarak uçurumun köşesine geldim ve aşağıya atladım. (Açıkçası yolladığı açıklamayı da okumadım. Görsele bakıp en kısa yolu çizdim kafamda)
Fragtist_WowGüncesi1
2005 Yılında ölümüme sebebiyet veren Sinan’ın yolladığı tarif

Ölmem sorun değildi ama cesedimi alamıyor olmak, wisp olarak dakikalar boyunca o gri ekranda gezmek o kadar üzmüştü ki beni sinirimden gözlerim doldu.

Her Türk’ün yapacağı gibi yardım istemektense yeni karakter açmayı uygun buldum. Sinan’ın her geçen dakika benden daha üst seviyelere geliyor olması sinirimi bozmaktaydı. İnsan Warlock açtım: Dominium. Her canlıya hükmedecek olan kahramanım ile Goldshire yolunu tuttum. Sol tarafta kuzulara fireball atan beyaz/gri saçlı Amenofis i gördüğümde cidden uzun dönem askerlik yapmış arkadaşımı görmüşcesine sevinç yaşadım. Hoplama zıplama seansından sonra her oyunda arkadaşını gören kişi gibi düello açtım ve seviye farkından yenildim. Sinir, kıskançlık ve hırs bürüdü gözlerimi. Çok çalışmalı ve Amenofis’i yenmeliydim.

1 2

Görüntülenmeler:
145
İlgili Kategoriler
Blog
Social Media Auto Publish Powered By : XYZScripts.com