(Bundan sonraki teoriyi kısıtlı kuantum fiziği bilgimle olabildiğince basite indirgeyerek yazdığımı belirterek uyarmak istiyorum öncelikle sizleri. -Ece)
Kuantum fiziği her parçacığın bir dalga fonksiyonu olduğunu açıklar ve kuantum teorisinin bilinen ve kabul edilen farklı yorumlamaları bu dalga fonksiyonu üzerinden açıklama yapmaya çalışır.
Kopenhag yorumu dalga fonksiyonun parçacığın konumunu da ifade eden sonsuz sayıda vektörden oluştuğunu, ancak bir gözlemci tarafından gözlem yapıldığında bu fonksiyonun konumlardan birinde sabitlendiğini söyler. Bu sabitlenmeden dolayı Kopenhag yorumu paralel evren teorisini tam olarak desteklememektedir.
Hugh Everett tarafından ortaya atılmış Çoklu-Dünyalar Kuramı ise olası bütün alternatif geçmiş ve geleceklerin gerçek olduğunu ve bunların her birinin bir evreni ifade ettiğini söyler. Dalga fonksiyonuna popüler Kopenhag yorumundan farklı bir açıklama getirir ve gözlem yapıldığında dalga fonksiyonunun sabitlenmiş gibi göründüğünü, ancak aslında sabitlenmediğini, üst üste binmiş bir evrensel dalga fonksiyonunun var olmaya devam ettiğini söyler. Bu da aynı anda her parçacık için her olasılığın gerçekleşmiş olduğu bir evren olduğunu ifade eden paralel evrenler teorisini destekler niteliktedir.
Bir başka enteresan yanı ise bu kuramın Hugh Everett tarafından ortaya atılmış olmasına rağmen daha sonraki yıllarda kuramı geliştiren ve Çoklu-Dünyalar Kuramı ismini veren fizikçinin adının Bryce Seligman DeWitt olmasıdır.
Tesadüf mü acaba? Bizce değil.
Bu teorilerin detaylarına oyunun sonunu tartışığımız kısımda tekrar değineceğiz.
Yırtıklar nasıl işliyor? Ve Elizabeth’in güçlerinin kaynağı ne?
Yırtıklar en basit seviyede anlatacak olursak, boyutsal uzay ve zaman düzleminde alternatif evrenlere açılan geçitlerdir. Herkes tarafından görülebilirler, ancak etkileşime geçmek, geçiş yapmak oyun boyunca da gördüğümüz gibi herkesin harcı bir iş değil ve sadece Elizabeth ile Lutece’ler tarafından yapılabiliyor. Kısacası Elizabeth’in sizin için yırtıktan getirdiği her nesne (Motorized Patriot olsun, sağlık paketlerinin olduğu bir sandık olsun, tamamı) aslında başka bir gerçeklikten, sizin olduğunuz evrene çekilen nesneler. Lutece’ler bunu ileri derecede kuantum bilgilerini ve araştırmalarını kullanarak yarattıkları makine sayesinde yapabiliyorlar, orada bir sorun yok. Peki ya Elizabeth nasıl bu güçlere sahip olabiliyor?
Elizabeth, Lutece’ler tarafından kaçırıldığı zaman sağ elinin küçük parmağı yırtığın öteki tarafında kalmıştı hatırlarsanız. Bu konudaki en geçerli teori, iki evrende de fiziksel varlığa sahip olduğu için, bu iki parça arasındaki kuantum bağlantısı sayesinde yırtıkları açma gücüne sahip olduğu yönünde. Ayrıca olası kötü sondaki yaşlı Elizabeth’in kendisi gibi güçlere sahip insanları yaratması fikri de bunu destekliyor. Akıl hastanesindeki titreyen görüntülü karakterler aslında kendisi gibi evren yırtıkları arasında sıkışıp kalmış insanlar. Kafası borulu ‘Boy of Silence’ onları uyarıp da farklı evrenlerdeki bilinçlerini bir araya getirince maddeleşiyor, güç kazanıyor ve zarar görür hale geliyorlar. (Suratlarındaki maskeler, vücutlarının hangi parçasının eksik olduğu konusunda da düşüncelere itiyor doğrusu)
Ancak buraya kadar belli bir mantık çerçevesinde ilerlerken, bundan sonrasında sert bir kayaya tosluyoruz: Ölünce Elizabeth’in bizi geri getirmesi, acaba alternatif bir evrenden bir başka Booker çekmesi ile açıklanabilir mi? Bize sapladığı iğne de farklı evrenlerdeki Booker’ların zihinlerinin birleşmesini mi sağlıyor? Veya Elizabeth yanımızda olmadığı zaman Booker’ın yakında bir yerde tekrar bedenlenmesi, Booker’ın da bir şekilde bilinçsiz şekilde kullanabildiği quantum güçleri olduğunu mu ifade ediyor? Yoksa Booker’ın ölmediğini, fakat bilmeden alternatif bir evrene ışınlandığını mı? Ya da belki de bizim oynadığımız Booker’ın 123. denek olması gibi, bizden sonra gelen Booker’ların bizim başarısızlığa uğradığımız yerden devam etmesi mi söz konusu? Doğrusu bu konu bir hayli havada bırakılmış olduğu ve net bir açıklama kazanmamış olduğu için biz de kesin bir yanıta ulaşabilmiş değiliz.
Jeremiah Fink’in Songbird’ün tasarımını yırtıklardan biri aracılığıyla gördüğü Rapture’dan esinlendiğini de oyundaki voxophone kayıtları aracılığıyla öğreniyoruz. Aynı şekilde, çok yüksek ihtimalle oyun boyunca keşfettiğimiz “Vigor” özellikleri de yine Rapture’daki Plasmidlerden esinlenilmiş durumda. Bu durumda rahatlıkla söyleyebiliriz ki, Fink Columbia’da ününe tamamen Rapture’den çaldığı teknolojiler sayesinde kavuşmuş durumda.
Anlaşılan bu “araklama” durumu ailedeki genlerden geliyor, zira Jeremiah Fink’in müzisyen olan kardeşi Albert Fink’in de yine yırtıkları kullanarak gelecekten bazı şarkıları araklayarak müzik piyasasında ciddi bir başarı elde ettiğine şahitlik ediyoruz. Bu sayede oyunun geçtiği tarih olan 1912’den daha ileri tarihte bestelenmiş olan şarkıları oyunda duyabiliyoruz.