Her silahın ayrı bir güzelliği ve işlevi var. Burada pompalı tüfek, sniper tüfeği, roket atar ve tabancaların şarşör kapasitelerini düşük tutup tüfeklerin isabet oranını da SMG’lere göre düşürerek bir denge sağlamışlar. Ama elinizdeki sniper zumdayken burst moda geçip tek seferde üç mermiyi birden düşmanın kafaya gömdüğünde ve haliyle bunlar kritik vuruş sayıldığında işin pekte dengesi kalmıyor. Üstelik bu sniper tüfeğinin mermileri hedefe ulaştıktan sonra bir de üstüne belli bir süreliğine ateş zararı verdiğini sayarsak keyfine doyulmuyor. Her düşmana farklı özelliği sahip bir silahla yaklaşmak gerekiyor. Robotlara corrosive silahlar zarar verirken üzerinde hiç zırh olmayanlara normal veya ateş zararı veren silahlar daha etkili oluyor. Bu arada böyle element zararları veren silahlardan bahsederken bunların bu zararı zaman içerisinde verdiğini söyleyeyim. Her silahın zaten bir temel gücü var. Element bonusları bunların üzerine ekleniyor ama zaman içerisinde işliyor. İngilizce RYO dilinde buna dot yani damage over time deniyor. Zaman içerisinde verilen zarar diye çevirebiliriz. Hal böyler olunca her türlü element zararı veren silah türünden çantanızda bir tane tutmak istiyorsunuz. Bunu bir de her silah türüne bölünce çantanın büyüklüğü oyunda büyük sorun olabiliyor. Hangi elementin kime karşı ne kadar etkili olduğunu Sanctuary’deki silah satıcısının size vereceği küçük bir eğitim göreviyle kolayca öğreneceksiniz. Silah demişken Sanctuary’de bulunan özel bir sandığı da burada belirteyim. Bu sandıktan mor eşyalar düşüyor. Yani oyundaki efsanevi turuncu renkli silahların bir alt modelleri (Oyunda silahların gücü bir renk skalasına göre değerlendiriliyor. Beyaz en düşük, yeşil, mavi, mor ve portakal diye gitmekte.) Sandık ise özel bir anahtarla açılıyor. Bu anahtar eğer oyunun özel versiyonuna sahipseniz elinizde bir tane bulunuyor. Geri kalanını oyunu dağıtıcısı Twitter’dan falan veriyordu en son gördüğümde. Oyunda başka da göremedim ama oradan düşen sniper tüfeğini bayağı uzun süre kullandım.
Çantada yer kalmama sorunu için oyunun ortasına doğru yaklaştığınızda gireceğiniz Sanctuary’deki banka yardımınıza yetişecek. Bu bankaya atmaya veya satmaya kıyamadığınız eşyaları koyabileceksiniz. Hatta gene aynı yerde oyunda bulduğunuz eşyaları diğer karakterlerinizle paylaşabileceğiniz bir kutuda var. Aklınıza bir Diablo Stash’i geldği değil mi? Malum, bu oyunun bir başka güzel tarafı da çok oyunculu modu. Ama ona sonra geleceğim.
BU TİPLERİ NEREDEN BULUYORSUNUZ!
Pandora, Siren’ler hariç hiç kimsenin güzel olmadığı bir gezegen desem yalan söylemiş olmam. Oyunda ilerledikçe karşılaşacağınız düşmanları zaten saymıyorum. Ya robotlarla yada hilkat garibeleriyle kapışıyorsunuz. Hepsi çok yaratıcı tipler ama daha oyunun başındaki İngiliz Subayı tipli araştırmacıdan tutun size patlayan varil atan arabayı yapmayı öğretecek olan et yığını, kocaman göğüslü araba tamircisi kadına, tek başına bir mağarada yaşayan 13 yaşındaki ve tamamen sıyırmış bombacı Tina’ya kadar acayip orijinal tiplerle karşılaşacaksınız. Santuary’deki barmaid ve silah satıcısı ise başlı başına bir fenomen. Zaten oyunun genel espri anlayışı çok kopuk. Etrafta göreceğiniz ilanlar, düşmanların konuşmaları, karşılaştığınız karakterlerle girdiğiniz diyaloglar ağır şiddet ve cinsellik içerebiliyor. Bazı silah isimleri bile o kadar yaratıcı ki bakıp bakıp gülüyorsunuz. İsimlerini buraya yazsam dergi poşetlik olabilir ama sakın pornografik olduklarını düşünmeyin. Ağır argo içerdiğini ve bunun İngilizce’yle çok güzel harmanladıklarını söylesem yeter herhalde. Bu yüzden diyalogları hızlı hızlı geçmemenizi ve etrafta gördüğünüz ilanları, yazıları okumanızı tavsiye ederim. Yer yer kendini tekrar etse de çok eğlenceliler.