Masaüstü bilgisayar sahibi olmak hem bir keyif hem bir çile. Dizüstüne geçmek ise daha büyük bir keyif ama gelecek o kadar karışık ve şu anda üzerinde o kadar farklı tartışmalar yürüyor ki olan biteni ve konuşulan senaryoları bir toparlamak gerektiğini düşündük.
KESİNLİKLE GEÇMEK GEREK DİYENLER
Masaüstü bilgisayarların en büyük derdi haliyle “masaüstünde” durmaları. Bilgisayarda bir iş yapmak istediğinizde o masa ve sandalyeye mahkumsunuz. Üstelik güçlü bir bilgisayarınız varsa fan sesinden etraf yıkılabilir. Hele bu aletlerden birisi bozulursa işte o zaman başınız belada demektir. (Yaşadım ki bunu ben! O gün bugündür laptoptayım… –Can) Eğer bir “bilen” değilseniz ya bu işten anlayan en yakındaki arkadaşınızı yada teknik servisi aramak zorundasınız. Hasta doktor ilişkisi gibi her bilgisayarın da bir muayeneden geçmesi gerekebiliyor çünkü kullanım koşullarını da göz önüne alırsak hepsinin ayrı bir derdi oluyor. Dertleri ise burada saymaya kalksak okumaya vaktiniz yetmez. Tamiriydi, monitörüydü, faresiydi, internet paketiydi derken bir sürü masrafı da cabası. Üstelik oyun oynamaya, müzik dinlemeye merakınız varsa 2 yılda bir yeni bir ekran kartı yada en azından bir harici disk vs eklemek gerekiyor.
Oysa bir dizüstü bilgisayarınız olduğunda herşeyden önce bu çirkin görünüşlü masaüstünden çok daha havalı görünen bir alete geçiş yapıyorsunuz.
1 2