NOKIA’NIN İNADI
Symbian bir zamanlar dehşet bir işletim sistemiydi, eyvallah. Ancak iPhone ve Android çıktıktan sonra, haklı olarak gözden düşmeye başladı. Nokia da, (belki de endüstri bunu gerektiriyordu) az evvel bahsettiğimiz gibi farklı modeller çıkarmayı bıraktı ve Symbian’a ağırlık verdi. Çok ama çok yanlış ata oynadı.
Symbian, düzelecek bir işletim sistemi değildi. Herkes deli gibi Android ve iOS’un peşinde koşuyordu ki, hepimiz biliyoruz, Symbian bu iki işletim sistemine yanaşamaz bile. Nokia N8’in gazıyla firma, bir iki güncelleme çıkarsa da fayda etmedi. Nokia’nın kendi evladı Symbian, Nokia’yı öldürüyordu. Ancak Nokia, birbirinin aynısı pek çok model çıkarmaya devam etti. Hafta geçmiyordu ki yeni bir Symbian’lı model ortaya çıkmasın. Az önce bahsettiğimiz pek çok telefonun platformu S40 da, Symbian benzeri bir hâle büründü ve Asha oldu (kronolojiyi biraz karıştırmış olabilirim burada, ancak nihayetinde olan budur). Tüm bu keşmekeşin ardından Nokia, MeeGo’yu çıkardı. MeeGo, Nokia’nın kurtuluşu olabilirdi, olmadı.
Nokia N9’u, 2010 yılında bir iPhone 4S fiyatına gidip almıştım. Hâlâ da kullanıyorum Cyan renklisini; çünkü tüm o aynı telefonların içinde hem tasarım, hem de kullanım açısından farklılığını ortaya koyan bir modeldir bana göre (BlackBerry Z10 da öyleydi mesela). Ancak insanoğlu (en çok da biz) “DAHA ÇOK MEGAPİKSEL, DAHA HIZLI İŞLEMCİ, DAHA FAZLA BELLEK, DAHA FAZLA PPI, ÇÖZÜNÜRLÜK 4K OLSUN! O DA YETMEZ 5K İSTİYORUM!! 5MM’DEN KALIN TELEFON KULLANMAM!!!” fırtınasına yakalandığı için, olmadı. Microsoft da zaten buna pek müsaade etmedi haklı olarak ve MeeGo tarih oldu.
Yeni BlackBerry modellerinin ve Windows Phone’lu cihazların piyasada şu sıralar acı çekmesinin nedeni de tam olarak bu hastalığımız arkadaşlar. Hak etmeyen ve 1 sene kullandıktan sonra perte çıkan pek çok model aşırı ilgi görürken, hak eden modellere insanlar bilmeden etmeden burun kıvırıyorlar ya, işte en büyük problem burada başlıyor.
NOKIA…
Nokia’nın yıldızının asıl parladığı yer buydu: Farklı telefonlar üretmek. Symbian’da bile farklı telefonlara imza atmıştı; en basitinden N-GAGE, N-GAGE QD, 7610, 7650, 3650, 3250, N91, N92… İyi kötü, ona bir şey demiyorum; ancak herkes kendi tarzına göre seçim yapabiliyordu.
Sonra insanların hepsi birden bire teknik detayların peşinde koşmaya, bu uğurda senede bir telefon değiştirmeye, malzeme kalitesine/şıklığa/tasarıma önem vermeyi bırakmaya başlayınca Nokia’nın ayağı da sendeledi hâliyle. Yukarıda da dediğim gibi yanlış ata oynayarak akabinde Symbian’a gereksiz yere abanması, olmayacak duaya amin demesi, MeeGo’da çok geç kalması ve Microsoft’la anlaşması da, “Finlandiyalı” Nokia’nın en sonunda mobil cihazlar konusunda beyaz bayrağı çekmesine ve işleri Microsoft’a teslim etmesine neden oldu.
Bahsettiğim gibi Nokia, 3 farklı koldan (Nokia Networks, Nokia Technologies, HERE Maps) kendi işlerini devam ettiren bir firma (Güncelleme: HERE Maps hariç). Yakın zaman sonra Microsoft’un ismi/logosu ya da “Lumia” markası, Microsoft’un mobil cihazlarında yerini alacak. Nokia ise, artık hiçbirimizin göremeyeceği işlerde yoluna devam edecek (kısacası Nokia bu sloganı kullanmayı bırakmış olsa da hâlâ “Connecting People” :)). Microsoft’un bu işi devam ettirecek olması sıkıntı değil elbette, sonuçta onların da yeri apayrı; Ancak Nokia’nın böylesine çekip gitmiş olması, şirket binasından Nokia logosunun sökülüp yerine Microsoft logosunun asılması falan bana çok garip gelmişti. Deli gibi hayranı olduğumuz o firma, artık aramızda olmayacaktı çünkü artık.
(Güncelleme: Derken Nokia, Nokia Technologies çatısı altında Foxconn‘a marka lisanslayarak üreteceği bir tablet duyurdu: Nokia’nın geliştirdiği Z Launcher’ı kullanan Android işletim sistemli Nokia N1. Microsoft’la olan anlaşmasının gerekliliklerine göre firma, bundan bir iki sene sonra Android kullanan ilk telefonunu piyasaya çıkarırsa şaşırmayın deriz (Nokia başkanı ve CEO’su Rajeev Suri, bunu doğrular açıklamalarda bulundu). Buruk bir sevinç kapladı içimizi, ne yalan söyleyelim.)
Yukarıda da dedim ya “Babamın firması olsa bu kadar sevmezdim.” diye. Sanırım olaya biraz da hem nostaljik, hem de duygusal yaklaşıyorum. Eskinin o farklı, pek çoğu da Nokia’dan gelen özel hissettiren telefonlarını özlüyorum ne yalan söyleyeyim. Elime ve cebime sığmayan, monitör niyetine kullanabileceğim birbirinin kopyası (istisnai modeller mevcut elbette) telefonlar beni hiç sarmıyor artık malesef.
Ekleme: Eğer bu yazıyı gözleriniz nemli okuduysanız, sizin için fantastik bir haberimiz olabilir! Tıklayın!!