Tıpkı Amerika’daki gerçek hayattan alınmış olayların gösterildiği belgesellerde olduğu gibi polisler içeriye girmeden önce plan yapıyor. Tüm takımın onayladığı plana göre harekete geçiliyor ve ondan sonrası aksiyon!
Hem savunan hem de saldıran takımların mutlaka sesli olarak iletişime geçmesi gerekiyor. Battlefield 4 gibi büyük alanlarda geçen oyunlarda bile iletişim gerekliyken küçük alanlarda geçen bu hızlı çarpışmalar anlık plan değişiklikleri hızla uygulanmaya konmazsa ve takımın tam koordinasyonu olmazsa operasyon kısa sürede başarısız olabilir.
Ölen takım üyesinin bölüm bitmeden oyuna giremediğini ve saldıran takımın üstünde bir süre baskısı olduğunu da hesaba katarsak işler hızla kızışabilir.
Ubisoft bunun için alternatif bir yazılım önerecek mi bunu da hep beraber göreceğiz.
Oyunun bizi endişelendiren tarafları var
Evet, bu aksiyon ve hız uzun zamandır aradığımız yepyeni bir nefes. Ama yapımcı firmanın çok dikkatli davranması gerekiyor. Çünkü ortalama bir oyuncu, bir haftalık bir alışma süresinden sonra tüm haritaları ezberleyip Rainbow Six Siege’ten fena halde soğuyabilir. Yani oyunu çok çabuk tüketebilir. Bunun için çok çeşitli haritalar (mesela bir müze ve kocaman bir yat bekliyorum) ve oyun modları oyuna hızla eklenmeli. Oyuncu farklı sınıflarla sınırlandırılmamalı (maalesef oyun içi videolarda sınıflandırma görünüyordu) ve ekipman çılgınlar gibi çeşitlendirilmeli.
Açıkçası bu kadar büyük bir beklenti yarattıktan sonra bu oyunun fos çıkmaması için her gece yatmadan önce fazladan bir dua okuduğumu itiraf etmeliyim. Haydi Rainbow Six Siege, yüzümüzü kara çıkartma.
Oyun XBox One, PS4 ve PC için 2015 yılında piyasaya çıkacak.
1 2