Yeni baş ağrımız, daily’ler
Zaten bu expansion’un başında eskiden 25 olan daily quest limitinin kaldırılmasından anlamalıydık, bu fırtına öncesi sessizlikti. Her gün aynı olmasa da neticede aynı şeyi yapıyor olmamız değildi sorun, oyunun doğasında bu var zaten. Ancak her gün bunları yapmanın, iyi bir karakterle bile bir saatten fazla sürdüğü, bunun üzerine ilerleme kaydedebilmek için her gün bunları yapmak zorunda kalmanın verdiği baskı derken, bir süre sonra dayanılmaz hale geldi daily’ler. Ve işin komik tarafı, daily’lerini yaptığımız grup ile aşama kaydetmek, daha fazla daily’nin kapısını açıyordu bizlere. Hani şu seni içine çektikçe çeken, pazarlama tuzakları gibi, dibi gelmez bir bataklık gibi.
Aslında güzel başlıyor daily’ler, hikayeyi tam bıraktığınız yerden itibaren giriyor ve size hikayeyi devam ettiriyormuşsunuz hissini veriyor. Üstelik zorluklarının ayarlandığı şekliyle, başta gerçekten de bu içerikte tek başınıza olmanın iyi olmadığını, birkaç kişi buluşup beraber birşeyler başarmanız gerektiğini gösteriyor. Peki ya sonuç? Biz ilerleyip üstümüzü başımızı toparladıkça, böyle arayışlara gereksinim duymamaya başladık. 3 kişi zor kestiğimiz yaratıktan, 3 tanesini aynı anda kesebilir olduk. Yine de buna laf etmiyorum, expansion başında çok hoş bir şekilde insanları şehir içinde beklemekten çok sokağa, Pandaria topraklarına dökmeyi başarmıştı. Bu noktada çok aktif bir şekilde oyuncu kitlesini kısa sürede topladı Pandaria.
İronik kısmı, daily’leri küfrede küfrede yaptığımız halde, daily’ler bittikten sonra onu arar olduk. Neden mi? En azından onlar, bir sonraki madde kadar tekerrürden ve sorundan ibaret değildi… -Emre
LFR ve Flex – daha doğrusu “Raid yapmak isteyen insanlar nasıl hayattan bezdirilir”?
LFR sistemi aslında ilk olarak Cataclysm’de oyuna eklendi ve Dungeon Finder’daki gibi sıraya girerek raid yapmamıza olanak verdiği için oldukça hoş karşılandı.Dragon Soul’dan bu yana oyuna eklenen her yeni raide LFR aracılığıyla da girebiliyoruz artık. 25 kişilik olduğu ve normalden daha basit olduğu için bir çok kişi elini kolunu sallayarak, önünde kestiği boss’un taktiklerini öğrenmekle uğraşmayarak, bir zamanlar hunter’lara özgü olan afk’lığın tadını artık her classta çıkartabilmeye başladı.
Ardından yakın zamanda Flexible Raid sistemi geldi. Kısaca Flex sistemiyle birlikte raid’e girmek için illa ki 10 veya 25 kişilik bir raid grubumuz olması gerekmiyor. Hangi serverdan olduğu fark etmeyen bir çok oyuncu biraraya gelerek raid’lerin flex versiyonlarına girebiliyoruz. Zorluk olarak LFR ile normal zorluk seviyesi arasında yerini bulan flex raidlerden düşen itemların levelı da yine LFR ile normal zorluk seviyesi arasında.
LFR?nin en büyük getirisi Casual oyuncular için fazla zaman ayırmadan raidleri tecrübe etme fırsatını sunmasıydı. Flex ise raiddeki kişi sınırlamasını ortadan kaldırarak oyunculara esneklik sağlıyordu. Ancak bir yandan da normal raidlere girmeden önce tamamlanması gereken bir gereksinim halini almaya başladı bu seçenekler. Bu da oyunu bir çok oyuncu için bir yük haline getirdi. Savaşlar arasında küçük de görünse varolan farkları bilmeyen oyuncular yüzünden de özellikle pug kalitesi oldukça düştü. –Ece
50 DKP minus’ların vaz geçilmezi: Raidler
Gel gelelim bizim için WoW’un en önemli kısımlarından birisi olan Raidlere. Başlangıcı 3 farklı düşman ırkı temel alan 3 farklı raid ile yaptı expansion. 3 raidde de bulunan kötü bir özellik, raidlerin genellikle kendi içinde hep aynı görüntüler ve aynı tarz düşmanlar (boss olanları dahil) içermesi. Bu da raidleri ister istemez monoton kılıyor. Heart of Fear’da mekanikler biraz kurtardıysa da, Mogu’shan Vaults ve özellikle Sha of BoredomTerrace of Endless Springs bu tekrar hissinden bizi kurtaramadı. Bunun üstüne savaşların uzaması da işin içine girince, MoP sanki biraz zayıf bir başlangıç yaptı.
5.2 ile gelen Throne of Thunders oyuncularda büyük beklentiler yarattı, zira çok sevilen raidlerden Ulduar’a benzeyeceği düşünülüyordu. Ancak Ulduar’ın geniş alan hissi yerine düz ve uzun bir koridor olarak oyuncuların karşısına çıkınca, özellikle hikayesi çok önemli olmayan bosslar bu keyfi baltaladı. Buna rağmen ilk raidlere göre daha keyifliydi
5.4 için Siege of Orgrimmar duyurulduğunda çok heyecanlanamamıştım. Ancak yanılmışım, belki de hala gazında olduğumdandır tabii… Koridor hissinden tamamen kurtulamadıysak da, en azından konuyla alakasız düşmanlar bir kenara ayrılarak, daha tutarlı bir hava sunmuş. Fight mekanikleri ve hatta bazı fightların kendi varlıkları (sandık nedir yahu?) eğlenceli olduğu gibi, eski raidlere göre daha da zorlamayı başarıyor insanı. Bu raid oyuncularını ters köşeye yatırarak, MoP’da gerçekten ileride hatırlamaya devam edeceğimiz bir raid bırakılmış oldu aklımızda. -Emre