Eğer bir RTS severseniz oynadığınız oyunu kenara kaldırıp incelemesini yazmanız oldukça zordur sevgili okur. 30 yaşında olduğumu düşünürsek, bu duruma ortalama olarak da AMIGA’dan beri oyun oynadığımı eklersek eğer, çok fazla RTS’ye maruz kaldığımı söyleyebilirim.
Age of Empires mı dersin yoksa KKND mi… Empire Earth da olabilir C&C serisi de. Bir RTS’yi RTS yapan taş topla, ot topla diye başlayıp devam eden zincirin halkalarıdır. Toplarsınız, stoklarsınız ve daha çok toplar daha çok stoklarsınız. Bir yandan da bu topladıklarınızla bina yapar, asker üretir ve saldırmak için fırsat kollarsınız. Her zaman böyle olmuyor tabii ki, bazen toplarken rakibin ani saldırıları sonucu avucumuzu yaladığımız da bir gerçek. Ama biz iyi düşünelim, bu kadar şey toplayıp TOKİ’den bir apartmana girmek varken biz medeniyet mücadelesi veriyoruz her defasında… Konuyu yine çok dağıttık, dönelim konumuza. Yukarıda saydığım oyunlar 2000’lerin favori oyunlarıdır. Bu oyunlar piyasanın tozunu attırırken sessiz sedasız bir oyun çıktı geldi piyasaya girdi. Adı da Stronghold idi. Tür benzer olarak çok oyun gördü, hala günümüze o serilerden istikrarlı olarak gelebilmiş yanılmıyorsam bir tek Total War kaldı. Efendime söyleyeyim bu Stronghold’u bir anda baş tacı yapan, Crusader olarak 2002 yılında çıkan serinin ikinci oyunudur. Haçlı savaşlarını konu alan bu oyunla birlikte bir çok stratejistin gönlünde taht kurmuştur.
